Saç Dökülmesi Nedir?
Alın saç çizgisinin geriye doğru çekilerek ön ve tepe bölgesindeki saçların incelmesi ve seyrelmesi ile başlayan zamanla tüm tepe bölgesinin açılmasına kadar ilerleyen hemen hemen herkesin hayatının belirli bir döneminde rastladığı daha çok erkeklerde görülen hastalıktır.
Saç Dökülmesi Nedenleri
Saç dökülmesinin en önemli nedenlerin başında hormonal bozukluklar gelmektedir. Kadınlarda östrojen hormonunun az, erkeklerde androjen hormonunun fazla salgılandığı durumlarda saçlı deride yağlanma kendini gösterir. Yağ, ölü hücreleri kirler ve tozlar karışarak sebum adını verdiğimiz bir yapı oluşturur. Normalde 50-100 tel saç dökülmesi normal kabul edilir. Saç kökleri sağlam kaldığı için bu dökülenlerin yerine yeni saç çıkması sağlanır. Bu sirkülasyon devam ederken, sebum saç kökünün ağzını tıkar. Bu tıkacın zamanla üzeri deri ile kaplanır ve beslenemeyen saç kökü ölür. Bu saç kaybının başlangıçıdır.
Sadece cinsiyet hormonları değil, tiroid hormonları da saç kaybı ile ilişkilidir. Bu nedenle, saç kaybı şikayetiyle başvuran hastalara öncelikle kan sayımı, demir ve çinko elementlerinin kandaki seviyesi ve tiroid hormonlarına bakmakla başlanır. Bu testlerden alınan sonuçlara göre eğer bir anormallik varsa bunları düzeltmek gerekir. Daha sonra, saç dökülmesinin normal bir saç dökülmesini yoksa hastalığa bağlı bir dökülmemi olduğu tespit edilir.
Bu faktörlerin haricinde çevresel faktörler, hava kirliliği, stres, yorgunluk, yetersiz ve sağlıksız beslenme, kronik hastalıklar, kullanılan bazı ilaçların yan etkileri, genetik yatkınlık ve saça uygulanan kozmetik ürünlerdeki zararlı kimyasal maddeler sebebiyle saç dökülmesi meydana gelmektedir.
Başlıklar altında incelemek gerekirse saç dökülmesi iki ana kategoride incelenir: Geçici Saç Dökülmesi ve Kalıcı Saç Dökülmesi.
Geçici Saç Dökülmesi Nedenleri
Normal olarak gelişimini tamamlamış ve folikülle bağlantısı kesilmiş saç dökülür. Günde en fazla 100 adet saç telinin dökülmesi normal sayılır. Bu sayının üzerindeki dökülme “saç dökülmesi sorunu” olarak tanımlanır.
Gebelik ve Doğuma Bağlı Saç Dökülmesi
Doğumdan önce hormonal dengesizlik ve enzim eksikliklerine bağlı olarak saç dökülmesi yaşanmaktadır. Genellikle doğumdan 6 ay sonra hormonların dengelenmesi ve enzimlerin yeterli seviyede olmasıyla birlikte bu geçici dökülme sona erer.
Ağır stres
Bireylerin yaşamında önemli yere sahip olan sevdiklerinin ölümünde / ayrılığında meslek edinme gibi uzun ve belirsiz kaygı durumlarında yaşanan ağır strese bağlı olarak saç dökülmesi sorunun yaşanmasına (telojen effluvium) neden olabilir. Genellikle kişilik yapısına bağlı olarak hızlı gelişen bu sorun, uzun süreli psikolojik rahatsızlıklara bağlı olarak yavaş da gelişebilir. Ağır strese neden olan durumun düzelmesi, spor ve dengeli beslenme ile bu geçici durum çözülebilir.
Saç Kıran (Alopesi areata)
Halk arasında ‘saç kıran’ olarak bilinen, 2-2,5 cm çapında ve dairesel bir alanda ortaya çıkan geçici saç dökülmesi sorunudur. Yaşa bağlı olmayan, kadın ve erkekte eşit sıklıkta görülen bir durumdur. Uzun süreli ve büyük stresin vücut direncini düşürmesi sonucu gelişir. Vücut direncinin yükselmesiyle dökülme görülen alanda saçlar yeniden çıkar.
Kozmetik ürünler ve yanlış kullanımlara bağlı dökülmeler
Kozmetik ürünlerin içinde bulunan sentetik kimyasal maddeler veya bu ürünlerin yanlış kullanımı saç ve saçlı deride tahriş ve alerjiye yol açabilir ve sonuç olarak saçlar dökülebilir. Örneğin kişinin saç özelliğine uygun olmayan şampuanlar, saç boyaları ve saça şekil vermek amacıyla kullanılan malzeme ve maddelere bağlı olarak olumsuzluklar yaşanabilir.
Yüksek ateşe bağlı dökülmeler
Kişide genellikle uzun süreli yüksek ateş sonrası görülen dökülmelerdir. Yüksek ateşten 4-6 hafta sonrası görülen bu tip saç dökülmeleri postfebril alopesi olarak adlandırılır.
İlaçlara bağlı dökülmeler
Özellikle kan sulandırıcılar, antidepresanlar, antihipertansifler, doğum kontrol ilaçları, yüksek dozda A vitamini v.s. gibi ilaçların özellikle uzun süreli kullanımlarında saç foliküllerini etkileyerek saçların dökülmesine neden olabilir. Bu tip dökülmeye diffüz alopesi denmektedir.
Bazı hastalıklara bağlı dökülmeler
Özellike genetik, hormonal ve bağışıklık sistemini zayıflatan hastalık durumlarında (AIDS, Lichen planus, folikülit gibi) geçici saç dökülmesine neden olabilir.
Dengesiz ve yetersiz beslenmeye bağlı dökülmeler
Saç sağlığı için özellikle önemli olan demir, çinko, kükürdün yanı sıra B grubu vitaminlerin yeterli miktarda alınmaması, sadece ağırlıklı protein veya karbonhidat beslenmek yeterli protein, vitamin ve mineral eksikliğine ve saç dökülmesine neden olur.
Kalıcı Saç Dökülmesi
Erkeklik hormonunun (testosteron) etkisiyle güçlü saç tellerinin ince tüylere dönüşerek saçın büyüme aşamasının kısalmasının ve saç kökü faaliyetinin önemli ölçüde azalmasının görüldüğü bir süreçtir. Bu tür bir saç dökülmesi, önce alnın köşesinde, sonra da saç ayırma çizgisi ile başın üst kısmında ortaya çıkan saç boşlukları ile kendini gösterir.
Androgenetik Alopesi
Androgenetik Alopesi erkeklik hormonu olan androgenlere bağlı, genetik olarak yatkın olan kişilerde genellikle puberte sonrası dönemde 20’li 30’lu yaşlarda görülen ve öncelikle alın bölgesindeki saç çizgisinin çekilmesi ile sonrada tepe bölgesinin incelip açılmasıyla ortaya çıkan durumdur. Birçok isim verilmesine rağmen en sık kullanılan isimler Androgenetik Alopesi, Male Patern Alopesi, Olağan Kellik gibi isimledir. Tüm kafayı kaplayabileceği gibi, büyük sıklıkla şakaklar ve ense bölgesini tutmaz. Bir hastalık olarak kabul edilmez onun yerine erkeklerin karakteristik yapısı olarak kabul edilir.
Kadınlarda da Androgenetik Alopesi oluşabilir ancak oluşma şekli farklıdır.
Hem erkekler hem de kadınlar androjen hormonu taşırlar. Herkeste bu hormonlar olduğuna göre niçin herkesin saçının dökülmediği sorulabilir. Burada genetik taşıyıcılık olması yanında aşağıda belirtilen hususlar da önemlidir:
1. Androgenetik Alopesi olanların saçındaki androjen reseptörlerinin sayısı fazladır. Hormon normal düzeyde olsa onu bağlayan reseptör çok olduğundan hormonun saç üzerine etkisi çok olmaktadır.
2. Androgenetik Alopesi’li kişilerin reseptörleri daha hassastır.
3. Androgenetik Alopesi’li vakaların alfa-5 redüktaz enzimi aktivitesi daha fazladır.
Ergenlik dönemi sonrası erkeklerin yaklaşık yarısı androgenetik alopesi ile karşılaşabilir.
Androgenetik alopeside üç etken başrol oynar:
- Yaşlanma
- Hormonlar
- 5-alfa redüktaz
Androgenetik Alopesi’nin görülme sıklığı
Ergenlik dönemi sonrası beyaz erkeklerin %94.96’sında alın bölgesindeki saç çizgisinde gerileme olduğu, yaklaşık %50’sinde de alın ve tepe bölgesinde dökülme olduğu belirtilmiştir.
Erkeklerin %30’u 25 yaşında, %40’ı 40 yaşında, %50’si 50 yaşında Androgenetik Alopesi belirtisi gösterir.
Kadınların %20-30 kadarında da Androgenetik Alopesi görülür.
Saç Dökülmesi Tedavisi
Saç dökülmesi tedavisinin en önemli aşaması dökülmenin nedenlerinin uzman dermatolog vasıtasıyla iyi tespit edilmesidir. Saç dökülmesi nedenlerinin belirlenmesi dökülmenin ilk görüldüğü anda yapılmalıdır, belirlemenin ertelenmesi olası öncü tedavilerin yapılamamasına ve ciddi kayıplara neden olur. Belirlenen neden veya nedenler bulunduktan sonra saç dökülmesi tedavisine başlanmalıdır. Bilinçsizce kullanılan ilaç veya kozmetik ürünler saç dökülmesinin daha da ileri seviyeye gitmesine neden olabilir ve size hem zaman hem saç kaybı hem de ekonomik kayıp yaşatır.
Saç dökülmesi olsun veya olmasın uzman dermatolog doktorlar tarafından önerilen dermatolojik olarak test edilmiş, güvenilirliği kanıtlanmış dermo-kozmetik saç dökülmesine karşı etkili şampuan kullanmanız saç hücrelerini besler ve saç derisindeki kan akışını hızlandırarak saç dökülmesini yavaşlatıp durdurabilir. Bu yöntem aynı zamanda tedavinin ilk basamağını oluşturmaktadır.
Tedavinin ilk basamağını yerine getirmeyen kişilerde saç dökülmesi hızlanır ve ilk tedavide yer alan uygulamalar yetersiz kalmaya başlar. Böyle durumlarda tedavinin ikinci basamağı olan medikal tedavilere başvurulmaktadır. Saç dökülmesine karşı medikal tedaviler PRP, saç kök hücre tedavisi ve saç mezoterapisidir. Saç dökülmesi belirli seviyede olan kişiler uzman dermatolog doktor tarafından kontrol edildikten sonra bu tedavilerle sonuç alınabileceği kararlaştırıldığında yapılmaktadır. Medikal tedavi yöntemi kişinin seçimine göre değil hastanın durumuna göre yapılmaktadır. Çünkü her saç dökülmesi aynı nedenle olmamaktadır bu yüzden yalnızca PRP ile saç tedavisi veya Saç mezoterapisi dökülmeye iyi gelir söylemi yanlıştır.
Tedavinin ikinci basamağının da yeterli olmadığı durumlarda veya istenilen sonuçlar alınmadığında saç ekimi tedavisi yapılması gerekmektedir. Saç ekimi yapıldıktan sonra saç bakımına ara verilmemeli ilk basamakta bahsettiğimiz saç dökülmesine karşı şampuan gibi saç diplerini besleyen ve yeni saç oluşumunu destekleyen dermo-kozmetik ürünler kullanılmalıdır.